Okul kapanmadan once sinifca bu meshur saraya gezi yaptik.Hampton Court palace hakkinda biraz bilgi ve resimler vereyim dedim sizlere,
Hampton Court Sarayı aslen Katolik kilisesinin kardinali olan Thomas Wolsey için inşa edilmişti. VIII. Henry tahta 1509’da geçtiğinde Wolsey’yi fakirlere para dağıtmakla görevlendirdi. Saray da VIII. Henry’ye geçti, bunun üzerine Kral sarayı genişletti.
Tudor hanedanı süresince saray birçok tarihi olaya şahitlik etti.
VIII.Henry 6 kez evelenmesiyle ve eslerinin hazin olumleriyle meshur bir kraldir.Bu konulara hic girmeyecegim bile sadece zenginligin ve gosterisin nasil acimasizca kullanildigini yazacagim...
Hampton Court Sarayı’nın Tudor mutfakları o kadar meşhur ki her yaştan meraklı insanı çekiyor. İnsanlar Tudor hanedanı dönemindeki kıyafetlere bürünmüş rehberlerden döneme dair bilgiler eşliğinde sarayı geziyor.
Sarayın mutfakları, bir grup deneysel arkeolog tarafından incelendi.VIII. Henry dönemindeki yemek pişirme alışkanlıkları, kullanılan mutfak araçları ve saraydaki gündelik hayat mercek altına alındı. Hatta bu incelemeye kıyafetler ve yaşam alanları da dahildi.
J. Marc Meltonville ve Richard Fitch’in başında olduğu bu ekip 1990’ların başlangıcından bu yana bu mutfaklar üzerinde çalışıyor. Meltonville Hampton Court’a ilk atandığında görevi VIII. Henry’nin mutfaklarını yeniden inşa etmekti. 1991’de mutfakların işi bitmişti ve onlar da bu mutfakları kullanmaya karar verdi. Bunun için de mutfakta kullanılan her şeyin ayrıntılı bir araştırmasının yapılması gerekiyordu.
VIII. Henry, Hampton Court’ta verdiği partilerle tanınıyordu. Thames Nehri üzerinde bulunan bu yer VIII. Henry’nin de en sevdiği mekanlardandı. 55 odası ve 19 bölümüyle Hampton Court’un mutfakları çok sıkı denetim altında tutuluyordu.
SOĞAN ZARI İLE BOYANAN CEKETELER
Mutfakta kullanılan eşyaları da tamamladıktan sonra iş tariflere gelmişti. Fakat dönemin aşçıları ve kitapları notlardan ibaretti. Miktar belirtilmiyordu, pişirme süresi verilmiyordu ya da kısık ateş kullanılıp kullanılmayacağı yazılmamıştı.
Su anda envayi cesit sebzenin yetistirildigi saray bahcelerinde ozamanlar,
Çiğ sebzeler dışardan alınırdı. Bira ve ekmek de böyleydi. “Eğer bir şeyi bahçenizde yetiştirebiliyorsanız, o Kral’ın masasına konacak kadar iyi değildir” düşüncesi hakimdi.
Tatlılar ile tuzlular arasında da bir sıra gözetilmiyordu. Çünkü bütün yiyecekler koyu kahverengi ve yeşildi. O dönemde İngiltere’de domates yoktu ve havuca da pek meraklı değillerdi. Aşçılar da rengi yerine tatlarıyla oynayarak misafirleri şaşırtmayı tercih ederdi. Mesela bir armut sandığınız şey aslında maydonoz ve kuzu olabilirdi. Öte yandan o dönemde çatal bıçak kullanılmadığı için misafirlerin kendi bıçaklarını getirmesi gerekiyordu.
MİSK KULLANILAN TURTALAR
Şeker ise çok pahalıydı. İran’dan büyük bloklar halinde geliyor ve orada kırılıyordu. Genelde haşlanmış ve süslenmiş tatlılar yapılıyordu. Özel durumlarda ise gemiler, saraylar ve hatta kullandıktan sonra yiyebileceğiniz çatal bıçak takımları yapıyorlardı. Yenilebilen altın yapraklar da şekerlemelerde çok kullanılıyordu. Şekerlemeler Kral’ın zenginliğini göstermenin en iyi yollarından biriydi. Turta malzemelerinden biri ise miskti.
Şeker ise çok pahalıydı. İran’dan büyük bloklar halinde geliyor ve orada kırılıyordu. Genelde haşlanmış ve süslenmiş tatlılar yapılıyordu. Özel durumlarda ise gemiler, saraylar ve hatta kullandıktan sonra yiyebileceğiniz çatal bıçak takımları yapıyorlardı. Yenilebilen altın yapraklar da şekerlemelerde çok kullanılıyordu. Şekerlemeler Kral’ın zenginliğini göstermenin en iyi yollarından biriydi. Turta malzemelerinden biri ise miskti.
Gelelim benim karelerime resim cekmede pek basarili olamasamda bana gore guzel resimler ozellikle ciceklere bittim :)
Doneme ait ekmekcikler
Baliklar etlerde vardi ama acikcasi gorunce migdem bulandi cekmeden kactim.
Canak comlekler mutfak takimi:)
Ocak ve yemek kazanlari
Doneme ait ekmekcikler
Baliklar etlerde vardi ama acikcasi gorunce migdem bulandi cekmeden kactim.
Canak comlekler mutfak takimi:)
Ocak ve yemek kazanlari
büyüleyici gitmiş kadar oldum canım. bu arada çiçekleri de süper çekmişsin keşke ben de makro çekimlerde biraz daha iyi olsam:)
YanıtlaSilEğer bir şeyi bahçenizde yetiştirebiliyorsanız, o Kral’ın masasına konacak kadar iyi değildir
YanıtlaSildüşüncesi gerçekten zenginligin nasıl kullanildiginin özeti olmuş...Blogundan çok şey öğreniyorum...Teşekkürler...
sochiccigim tesekkurler canim sizi buralara kadar getirebiliyorsam ne mutlu bana
YanıtlaSilevet bol bol makro cekim yapmak istiyorum iyi bir resim ceker olmak istiyorum ama bu okadarkolay degil,ne yapalim ceke ceke ogrenecegiz.
kupia papalina,
cok tesekkurlederim guzel yorumunuz icin eger estagfurullah ogretmek ne demek burada sizlerle birseyler paylasmak cok hosuma gidiyor inanin benim sizlerden ogrenecegim cok sey var sevgilerimle.....
merhaba blogunuzu bugun kesfettim cok guzel harika blog yapmissiniz tesekkurler bende 2007 de gittim ingiltere'ye seda
YanıtlaSil